29 Aralık 2010

Bendeki tüm vuslatlar/ayrılıklar seni vuruyor

Bendeki tüm vuslatlar/ayrılıklar seni vuruyor

Sanma ki gurbet akşamlarında bir başımayım
Giysilerde, güzgülerde, gizlilerde hep sen varsın
Öyle dolduruyorsun ki beni
Bir avuntuya yer bırakmadan
Yüreğimi avuçlarına bırakıp gittim diye o şehirden
Gözlerini yıldızsız gecelere teslim etme
Bir boşluğa akıtma saçlarını
Acının yordamını bilerek geldim sana

Kaldırımlarında çocukların oynamadığı
Bir sokak kadar mahzun
Yapraklarını dolu vurmuş
Bir asma kadar çaresiz değiliz hâla
Kimselere gölge etmeden
Güneşi avuçlamaya çalışıyoruz
Yaşama gırtlağından tutunmaktır
Bütün mücadelemiz
Turnaların göç ettiği mevsim bizim değil
Yıllarını dört zamana bölmüş insanların sonbaharıdır
O şehirde gülmeyi bilen boyacı çocuklar oldukça
Biz tüm zamanı hüzünlü şehrin efkarlı sakinleri olmayacağız
Aşka burun kıvırmayan halimizle
Bizi de çekecek bir kahır buluruz elbet
Sen başka illerin hasret çektiği…
Göğsümde seni çağıran bir damar var

Beni bir tebessüm gibi ser dudaklarına
Aşkın yükünü bilerek sevdim seni
Bahçesinden koparılmış çiçek olmayı kabul edecek olsaydık
Bir güzelin saçlarına takılmaya itirazımız olmazdı
Bir kelebek yarası gibiydi solukların
Derin izler bıraktıyordu yüzümde
Bir gelinciğin yaprağına tutsak al gibiyim şimdi
Armağan edilecek tüm tebessümleri ateşe verip
Biz bu hayattan bir şeyi ödünç olmayacağız
Ellerimizi bir gece önceki düşte unutmasıydık eğer
Bize karşı şimşeklenen korsan sözcüklere
Bıçak gibi sokuluverirdik bir yerinden
Hükmü bilinmedik bir zamana bekletilse de sevdamız
Bendeki tüm vuslatlar/ayrılıklar seni vuruyor
Hükümsüz zamanı bilerek kaldım sana


Bekir Kale Ahıskalı
1 Ekım 2008
Sinhare yi Beklerken 38

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder