29 Aralık 2010

Bir beden ve titrek bir kalp…

Bir beden ve titrek bir kalp…
Eğilmem diyen boynumdan geriye kalan…


Bir beden
…ve titrek bir kalp…
Eğilmem diyen boynumdan geriye kalan…

Bedenimde beşinci mevsimin,
Gözlerimde kendi yalnızlığımın izleri…
Ben dümeni sana kırınca değil
Yasak meyve dalından koparıldığı gün
Her kadın bir Havva olmuş
Dümeni aşka kırılmıştı bu dünyanın
Aşk; mekandan sürgünü getirse de…


O nilüferler ki
Deryada yüzer, deryayı bilmezler
Toprağa çıplak ayakla basamazlar
Kim demiş her gidiş erken göçtür diye
Nereden?
Nasıl geldiğimi bırak
Benim sana,
Senin bana gelişimiz
Bir başka gidişimizin dönüşü değil miydi?
Gözyaşı, ter yahut dudak ıslaklığı
Sana katılmaya
Sende çoğalmaya geldim işte
Aşk; akıp gitmeyi gerektirse de…



Gözbebeklerinde yakamoz ışıltısı var
Gözlerinde volkanlar patlıyor
Bu baygın bakışlar
Teslimiyet öncesinin beyaz bayrağı
Bu suskunluk
Akmayı özleyen suların toprağa yatkın hali…
Sırtına çikolata renginden benler serpilmiş
Bu teslimiyet yine kahverengiye çalacak gibi…
Aşk; arzuların tüm renklerini getirse de…



Gamzelerin kimsesiz laleler gibi
Dudakların birer vahşi orkide
Kim sökebilir ki senden
Gelinciklerden çalıp
Yanaklarına sürdüğün allığı
Sen yine de
Bana böyle teslim olma ne olur
Bırak ben seni teslim alayım
Aşk; tensel sürgüyü getiriyorsa...


Bekir Kale Ahıskalı
Mayıs 22 2008
Sinhare yi Beklerken 46

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder