Tenlerimizi bir mübarek çimlenmeye terk etmeksizin…
Katre iken yakıcı bakışların /m
Zerre iken tar-u mar eden gülüşlerin /m
Saçları öpen meltem iken solukların /m
Kollarını açıp yalvaran bir ağaç gibi
Kalbimin bütün kapılarını açıp
Sana doğru koşabilmeyi isterdim
…şimdi koştuğum tüm yönlerde sen varsın
Kaneviçeleşen sözcüklerle
Yalancı saadetler elde etmeden
Kerhen gayr-i aşki istikamete itilip
Aydınlıklarımı karartmadan
Sahrada Men-ü selva beklemeden
Kayaların bağrını tırnaklarımla kazıp
Ab-ı hayatımı bulabilmeyi isterdim
…şimdi sarf ettiğim tüm emeklerde alın terimsin
Kalbim semavi bir gökkuşağının altından geçiyor
Sevdan beni türlü renklere boyadı
Sesin beni en çıkılmaz vadilerde bile
Sığınılacak bir gelin edasıyla karşılıyor
Gözlerim her gülüşünle bir ölüm uykusundan uyanıyor
Avuçlarının içini öptükçe
Soluklarının musikisini duyuyorum
Ruhuma terk ettiğin tatlı sessizlikten anlıyorum
Her sessizlik ürkütücü değilmiş meğer
…şimdi yalnızlıklarımın tümünde bir senfonisin
Zamanın dişleri arasında aşınıp giden
Değer etmeyen şeylere gönül kaptırmadan
Esintili ilhamlara büyüdü kalbim
Kılıçlarla yaralanmam artık
Bilinen/beklenen bir şafağı
En gür sadalarla duyurup
Ateşlerle yanmayan bir sevdanın düşlerini görüyorum
…şimdi özümdeki her kıpırtıda bir ölümsüzlüksün
Sinhare/m
/gülüşlerin cennete açılan kapılar gibi…
Tenlerimizi bir mübarek çimlenmeye terk etmeksizin
İftarda bir ezan sesiyle helal kılınan
dudaklarını ilk öpen su ben olmak istiyorum
...ve şimdi senden sislerimi dağıtacak bir sada bekliyorum
Bekir Kale Ahıskalı
06 Eylul 2008
Sinhare yi Beklerken 37
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder