11 Aralık 2010

Ahıska Âması lucifer

Ahıska Âması lucifer


Hikayeler birbirine benzer aslında
İnsan önce beyazın kirini görür
Oysa her renk aynı oranda kirlenir
Aldatıla, yanıla böyle;
Sevenin tutkusu artar da artar
Sevecenliği azalırken gitgide
Azrail'in ayak sesleri de olmasa
Herşeyde suskunluk olur, her yer ıssızlaşır
Okyanusa koşan nehirler gibi
Aklar saçlara kırılmadan akarken
Yerinden oynatılan bir kaya gibi
Tüm ağırlığını kaybettiğini sanır insan
Önce senin için birileri ihmal edilir
Sonra sen ihmal edilirsin birileri için





Bir sevgiliye isteyerek tutunmalı insan
Asmayı ayakta tutan karaağaçla sıkıfıkılığıdır
Yoksa desteksiz yetişen asmanın
Yüzü yerden kalkmaz meyveleri köküne değer
Hiçbir zaman doğrulamaz
Kötü huylu deniz gibi istenmediği halde
Toprağın eteklerine tutunursa eğer
Ne toprak mutlu olur bu sarkıntılıktan
Ne kayalar koynunda yosun besleyebilirler
Babasının töresini yaşayan insan
"Ötekidir" hayatın eskimeyen yanıyla
Yaşamın sillesi bu
Baba sillesine benzemez
Ayak köküne kadar iner, ense köküne değil




İnsan isterse eğer
Üzerindeki paçavralarla da mutlu olabilir
Ruhunun bekaretini tacizlerle bozdurmadan
Bir aşığın dudağında inleyen ney
Sazlıklarda yaşayan bir kamış olmayı özlerken
Kaldırımlarına yabancı bir kadın ayağı basmış sokak
Ne kaybeder ki bağlı olduğu caddeye olan sadakatinden
Eşiği aşınır insanın, Cerme gibi sinelerinin üzerinde
Tilil gibi bir ova beslerken
Soğuk soğuk terler insan
Kesikkaya'dan düşecekmiş gibi
Yüreğinde başedilmez isyanlarla
Tatlı suların balığı gibi çırpınır
Sonra gönül çukuru
Kuzu yatağı misali karın en son eridiği yerdir
Bir buseyle değişir bütün mevsimleri



Yalnız bir yele
Bir de akan suya yazmalı kadının sözü
Kadın iki kere
Erkek bir kere hak eder ak giysileri
Evlilik ölüme benzemese
Erkeğe giderken de beyaz giyer mi kadın
Uzun bir günün bilmem kaçıncı saatinde
Kadınsı gevşemelere yer verip
Nasıl bir suç işlediğini bilmeden
Her buse ilahi bir yemek diye
Bir sevda edinirken adı yalnızlık olan
Mutluluk sağılırken iyidir bir erkek
Saçlarını tutan yazmayı aradığında
Kızlığından bir yontu kalmaz artık
...ve doyurunca bir erkek tutkularını
Korkusu kalmayacak söylediklerinden
İlkyaz meltemleriyle sevişirken renk renk yıldızlar
Bedeli ağır ödenmiş başkaldırısıyla
Tuzlu bir dağa terk edilince insan
Sıradağlar gibi olan kaşları öfkeden kızıla dönerce
İşte o zaman
Korkudan içindeki çocuğu düşürür insan
Her şeyde bir suskunluk olur, her yer ıssızlaşır
Azrail'in ayak sesleri de olmasa...


Bak dinle!
Yunus'ta sensin Mevlana'da
Geçmiş geçmişte kaldı
Avrupa'dan gelmez dedenin kişneyen at sesleri
…ve bir Arap selam durmaz sana
Yetimisin diye Osman'ın
Bir elinde güneş diğerinde ay
Etrafında dönmez Mevlana
Yunus gezmez dağlarında
Yeri de göğü de yaratan Mevla
Rahmet yerden yağarken
Gökyüzünden rahmet arama
Başını önüne eğeceğin günler de gelir insanın
Herkese, herşeye peki dercesine susacağı günler de

Dinliyor musun?
Yok belki de dinlemiyorsun
Aşk bir bedene bürünmüş, aşık bir gevene dolanmış
Kanattıkça her yerini
Keyifle inliyor
Böyle dursun bu gece
Yıllar kaynaktan akarcasına geçedursun
Ladas'ın bacakları da yetmez artık koşmaya
Ne de olsa
Taşı kırılmış musallaya uğrayan son yolcuyum ben




Bekir Kale Ahıskalı
Mart 2010
Ahıska Âması (Lucifer) Ahıska Üçlemesi
Seher Yolcusu Sebe yi Düşlemek 21

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder