11 Aralık 2010

Keşke yafes yüzme bilmeseydi...

Keşke yafes yüzme bilmeseydi...



İnsanlar büyüdükçe günahları da büyür
Büyüdükçe insan, masumluğu küçülür


Her insanın dilenmişliği vardır
Yüreğimizde saf tutan dilenciliğimizle
Saklanıyoruz gözlerimizin arkasına
Ne dilenmedik ki bizler
Çocukken ilgi, harçlık
Mekteplerde bilgi dilendik
Ergenlikte erkekliği, aşkı
Yorulduğumuzda dinlenmeyi
Uykulara doyunca sabahları dilendik



Berdel yaşayan bir tabuttu
Töre içlerinde taptıkları puttu,
Kara gözlü bedeviyi bekliyordu Kıptî bir kadın
Üzeri hiçbir zaman dolmamış bir sofrayı kaldırıp
Yamalı bir kumaş serip yerine
Yırtık çoraplarını çıkarıp
Bedenini serecekti üzerine
Kilit vurup dudaklarına
Vazifesini yapacaktı erine
Alnına silah dayanmış serçe kadar çaresizdi
Vursalar iki damla kan akacaktı oysa
Kılcal damarlarından Nil akamazdı ki
Bardağa ilk düşen damla kadar şaşkındı
Dört nala koşmayan, kişnemeyen ölü atlar gibi
Yere serilip yatacaktı bir süre



Bir çocuk görürsünüz
Saçları çırılçıplaktır
Dişlerinden süt akar bu zenci çocuğun
Teni hurma renginden biraz daha aktır
Sonra Küçük Asya'dan gelen
Beyaz tenli bir adam gelir yanına
Dört eşiyle
Altın dişiyle
Böbürlenerek yürüyüşüyle



İçte isyankâr, dilde tevbekâr
Bastıramadığı iç isyanlarıyla
Bir asiydi Hicaz'lı
Evinde aç, açık çocukları vardı
Gururunu çğneyip
Bir kez daha el açıp
Ağlayarak yalvardı
Bugün de bir ekmek parası çok görüldü
El açtı diye aşağılandı, hor görüldü



Küfrü bağırarak
Sevgiyi fısıldayarak söyleyenlerin mahkemesinden
Kimse bir af çıkmasını beklememeliydi
Çaresiz bir babanım idam fermanı
Sofra başında verilmeliydi
İki kaşının arasına çöreklenen şeyle
Düşlerini sıktı Kıpti kadın
Sonra odasına kapandı



Burası Hicaz'dı
Ümmetin zenginlerinin geldiği yerdi
Nasıl olsa fukaranın hakkı unutulmuştu
Peygamber çoktan ölmüştü
Ömer yoktu, Ali'de yoktu
Fukaralık cezasını tamamlayınca
Yalnızlık hakkını da çekecekti
Yaşamanın sezonu bitecek
Ölmek vakti de gelecekti Hicaz Dilencisi'nin



O'da Yafes gibi
Hem ümmetti, hem evlattı
Ağzıyla yiyenler görmüştü
Gözleriyle yiyenlerin yanında çok masumdular
Gözleri doldu Hicaz Dilenci'sinin
Gözlerinde tufanlar koparacakken
Yafes'i düşündü birden
"Keşke Yafes yüzme bilmeseydi" dedi.*





Bekir Kale Ahıskalı
2010
Seher Yolcusu Sebe yi Düşlemek 31


Küçük Asya: Latince kaynaklarda Anadolu'ya verilen ad
Yafes: Nuh Peygamberin evladıdır. Rivayet odur ki: Nuh Peygamber oğlu Yafes'e tufan
kopacağını gemiye binmesini söylediğinde "tufan kopsa ne olur ben yüzme biliyorum"
diyerek gemiye binmemiş ve tufanda boğulmuştur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder