30 Kasım 2010

Beni biraz daha öldür Sebe

Beni biraz daha öldür Sebe!...
 
Çekişmelerden uzak
Saflık dönemimin kaynağı gibi
Kutsal bir tapınağa sığınırcasına
Çocukluğumun yeşil cennetini çağrıştırıyorsun bana
Yalnızlık ve acının köklerini yüreğimde kurutup
Kendimi bir sürgün gibi hissettiğim günlerden ırak
Cinselliği yaşarken teninde
Soğuk bir meleğin düşüne sığınır gibi
Ne kadar kusurum varsa bir fermanda toplayıp
Dudaklarından yaka yaka...
Beni biraz daha sula!
Beni biraz daha öldür Sebe!...
 
İpek tenli
Uzun boyunlu
Havana kokulu
Doymak bilmeyen bir tanrıça gibi
Uzak iklimleri anımsatan sevginle
Büyücü kadınlar gibi inanmadığın şeyler söylemeden
Şehvetin yasak meyvesini ısırttırıp bana
Yitip gitmeye can attığım sonsuzluğun özlemi içinde
Gözlerin sarnıç misali boşaldıkça dolaraktan
Beni biraz daha soy!
Beni biraz daha öldür Sebe!...
 
Ve sen kadınım!..
Sınırları bilinmeyen bir el tarafından çizilmiş
Açık hava hapishanesi gibisin bana
Hüzünlü pencerelerine düşen güneşi
Yağmurlarla kırıyorsun
Ne kadar kusurum varsa bir fermanda toplayıp
Nefesinden nefesime davetiyeler yollayıp
Yanaklarından sıza sıza
Beni biraz daha sev!
Beni biraz daha öldür Sebe!...
 
Sarhoş bir kayığın
Fırtınada liman araması gibi bedenim
Dinginliği şehvet kokan yatağında aramak
Sevilen bir kadının öpücüklerinde akmak,
Yatışmayan hıçkırıkları bir çırpıda yutup
Dudaklarından yayılan tat kadar
Teninden yayılan kokuyu duyumsamak istiyorum
Beni biraz daha öldür Sebe!...
 
Ve sen kadınım!...
Gizemli bir aynaya benzersin
Baktıkça daha derin
Baktıkça daha benim
Saçların!...
Mutluluğun sessizlikle birleştiği
Zamanın doğurgan olduğu
Derin derin solunan bir ülkeyi çağrıştıran
Yelkenlilerin dizildiği
Gemici türkülerinin birbirine karıştığı yerdir
Çölde susuz kalmış bir gezgin gibi
Düş kokan saçlarına dolanırken hayallerim
 
 
Ve ben!...
Deniz dalgalarıyla yorgun düşen kıyılar gibi
Sevdiğim kadının gözlerine tutulup kalayım
Bedenini sıradan bir dişi gibi algılamayıp
Sana sunma zayıflığını göstermeden
Coşkuyla uçurum arasında gidip gelmeden
Yalnızlığın yasasını tersine çevirip
Her türlü kuşkudan uzak öpüşmek seninle
Bağışlayıcılığımla önünde elpençe durup
Bir yatıra yalvarırcasına tenine ram olurum
 
Ve sen kadınım!...
Kısır kadının soğuk yüceliğinde
Güzel gözlü kadına kutsallık veren
Ulu ve güçlü kılıp benliğini
Beni kendine inandırmaya çalışan melek kadar
Yüreğimde çiçekler açtırarak dokunursun bana
Ne kadar kusurum varsa bir fermanda toplayıp
Arzulu bakışlarında bağışlarsın beni
 
 
Öldür ki
Öldükçe ben
Öldükçe sen
Öldükçe sevda olurum
Sevdamıza adanan kurban olurum
Beni biraz daha öldür Sebe!...
 
 
Bekir Kale Ahıskalı
Sebe'yi Düşlemek 8

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder