25 Aralık 2010

Ben hep seni bekledim

Ben hep seni bekledim

Faran Dağlarındaki bağrı yanık bir taş gibiydim. Tenimi aşındırsa da kızıl güneş gelip geçersin diye ben hep seni bekledim . Uveyklerin kanat çırpmaları savurdu beni, bir bedevinin çektiği su hasretinden daha az değildi seni beklerken çektiğim hasret. Ne kadar üst tabaka varsa hepsinin çiğmeniş geçmişliği vardır üstümden.

Konar göçer kervan sahiplerinin sırtını dayadığı taş gidiydim ben. Her beldeden bir küfürle aşağıladılar beni. Bilinen en kötü sözcükler süratıma patlatıldı. Hiç günah işlememiş bir çocuğun ergenliğe adım attığı bir yerdi gölgem. Yine de ben hep seni bekledim.


Uzaklardaki sevgiliye dair kurulan düşler hep benim önümde kuruldu. Yorgun ve derin soluklara şahit olmuşluğumda oldu, kahpece kurulan pusulara karıştırıldığımda. Masuma sıkılan kurşun bağrımı deldi geçti. İç kanamalarım vardı benim de yine de ben hep seni bekledim.

Gözlerime düşmedi bilinmedik simaların yansımaları. Ne aradığımı hep bildim de sırtımı döndüm kem nazarlara. Yüreğinde kefaletsiz bir tutuklanmaydı benimkisi. Maşrapasını bile serinletemeyen bir damla suydum belki de ama yine de bağrını serinletme hayaliyle ben hep seni bekledim.

Paramparça oldu bedenim, kum oldum çölü büyüttüm, yüreğimde Sinhare dediğim bir çöl varettim yine de ben hep seni bekledim.

Şimdi ömrümdesin, canımdasın. Seni seviyorum
25 Aralık 2010



Bekir Kale Ahıskalı
Lebibe ye Mektuplar 201
Ben hep seni bekledim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder