11 Aralık 2010

Benim Babam

Benim Babam

Bir çocuk daha doğmadan ölürse babası
O çocuk bilemez ölen babaya tutulacak yası


Azrail’le olan buluşmasını
Öne almaya çalışan bir adamdı benim babam
Anın değil, yarının tasasını yaşardı
Ele durgundu benim babam, bize taşardı
Yaz üşümeleri vardı babamın
Hem olgunlaştırır hem solgunlaştırırdı bu üşümeler


Ölümden korkmazdı, acelesi vardı belli ki
Kendisi gitmeden gözlerini yolladı gideceği yere
Korkuyordum bir gün kulaklarına da suskunluk düşerse diye
Sonra sol bacağı öldü bir Temmuz günü
Uzuvları ölürken birer ikişer
"Ölüm bu oğul, kimine hayırdır kimine şer" derdi


Mina'nın eteklerine tutunan çakılın
Bu kaçıncı fırlatılışıdır İblis'e
Atılan taşın kaçıncı olduğunu saymaz kimse
Bağrına sağlanan bedenlerden beslenen
Bir mücrimin ayaklarında inleyen toprak
Bıraksalar arşa çıkıp ağlayacak


Ey nazlı ölüm! cilven kime böyle
Azrail'le halay çeker babam sıratta
Sen istediğin türkünü söyle

Hayata öksüz, fukara başlamıştı
Hicaz'ı da görmüştü, İblis'i taşlamıştı
Ne haktan ayrıldı ne hakikatten
Bedeni ölmeden ruhu cennetteydi çoktan



Benim babamın
Gözleri görmez, elleri tutmazdı ama iyi bir adamdı
Sıratı koşarak geçen, tek bacaklı âmâ bir adamdı


Ben babamdan farklı olarak babamı gördüm
Kaybettiğim gün anladımki ben öksüz oldum
Kırıldı kanadım, dağıldı yurdum
Ben babamın oğluyum
Daha dün azrail'i düşümde gördüm
"Geç kalma" diye tembihte bulundum



Bekir Kale Ahıskalı
Eylül 2010
Seher Yolcusu Sebe yi Düşlemek 32

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder