12 Aralık 2010

Çobanın dudağında sesiyle coşan bir kaval gördüm

Kalın bir vücuddan sızan
İnce hayal gibiler
İsteseler doyururlar
Verdiğini sayar gibiler
Bu nasıl bir bakıştır
Derini senden soyar gibiler


İki kapılı bir han
Nerede doğdun, nerede biter yaşam
Üryan, urbasız gelirsin dünyaya
Bir ceviz tabutla gidersin dünyadan
Geldin ağladın, giderken ağlarlar
Arkandan iki gün karalar bağlarlar
Sonra gittiğini unutup çalıp oynarlar
Sen dilencisin kimse unutmaz seni
Bir fukara vardı derler,
El açar dilenirdi
Acıyan üç beş kuruş verirdi de
Acımayan kendisini
Hiç ölmeyecek bilirdi
Oysa ağlayarak yolcu edilirdi her giden
Ne oldu da şimdi alkış kopuyor birden


İnsana bu dünyanın bütün vereceği
Gelirken beyaz kundak, giderken beyaz kefen
Zamanın hemen dolar sen çok erken diyorken
Baharı bilmeyenler sonbaharda gamlanmaz
Ocağı tütmeyenler, sönmüş küle ağlamaz

Üç yarası var üç farklı yerinde
Biri yokluk, yazılı kaderinde
Biri soğuk, yel eser teninde
Biri de açlık, sızlıyor içinde
Kim akıl erdirebilir ki yazılmış bu bilmeceye
Kapkara bir kalemle karalanmış kara geceye
Fukara buydu işte dağların bitesinde
Bir de kadın vardı dağların ötesinde
Nasıl dursun ki
Bir kadın gel desin de
Yokluk işte, bir de kara cahillik
Ne bileyim evi sıcak olsa belki
Isınmak için bu kadar sokulmazdı eşine
Onun da yakınında iki ak güvercin tüner
Yine de eşine uzaktan da uzak dursa yeter
Bilmez ki "fukaranın ektiği değil, dürttüğü biter"
Fukaraydı derdi çoktu, içecek parası yoktu
Yine de gönlü zengindi
Neyi varsa paylaşırdı
Fukaranın sofrasında bir kaşık fazlaydı hep
Zenginin aç koyduğunu fakir doyururdu hep


Bir kızı vardı Hicaz Dilecisi'nin
Erken kesilmişti memeden
Ne kadar emse bir damla süt akmazdı
Kısır inek memesi gibiydi anasının memesi
Aç büyümüştü, geç giymişti fistanı
Baharı görmeden talan edilmişti bostanı
Meyveleri solmuştu dalında kızarmadan
Onda da bağı erken bozulanın matemi vardı
Cehaletin adına kader denilen diyar bu diyardı


Çobanın dudağında sesiyle coşan bir kaval gördüm
Gözlerimi uyutup ben, kulaklarımla bir hayal gördüm
Göğsüne dayamıştı başını yaslı bir kadın
Onu göğsünde okşuyordu yaşlı bir kadın


Bekir Kale Ahıskalı
2010
Seher Yolcusu Sebe yi Düşlemek 29

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder