29 Aralık 2010

Çünkü biz hep böyle suskun ağlamayız

Çünkü biz hep böyle suskun ağlamayız
Firak hangimizin uzağı ki
Vuslat diğerimizin yakını olsun
Bir eşik görümlüğü olsa da mükafatımız
Ağulu tebessümlere alışmayalım
Hasretimizi çıt çıtlayarak
Suskunluklarımızı son hadde kadar kuşanıp
Biz böyle de sevebiliriz Sinhare


Hayatın yanlış yerinde duranlar için
Eskimiş bir levha gibidir sadakat
…ve derin bedenlerin
soluyan hırıltısı sanılmaktadır aşk
Ya mutlu olursa diye korkanlar
Bil(e)mezler parmağa takılan ikinci yüzük
Daha az zehirlidir birinci takılandan

Dil ucu intiharları gibi
Dudaklarında yakılmaya hazır
Aç ağıtlar besliyorlar
Gideceğimizi düşünenler
Biz saygıdan ellerine kapandıkça
Her köprüye bir dumrul koymuşlar
Tembihlerini kalplerimize değil de
Kulaklarımıza dolduruyorlar
Yüreklerimize kahırlar yüklüyorlar
Bir eşik görümlüğü olsa da mükafatımız
Biz bu ayrılığın çitlerini yıktık ya
Ölümün kapılarını da kırarız
…ve biz hep böyle suskun ağlamayız

Kollarımız bileklerinden acımaya başlayınca
Yüzümüzde yırtılan bir yan olmadığını anlayacak
… bakışları kadar yanılgı tadacaklar
Bizse susuşlarımız kadar kazanmış olacağız
Hayatın yanlış yerinde duranlar için
Kendilerinin işlemediği her cinayet murdar
…iç(e)medikleri her su ağulu
Sevgi denilen koridor mahpushane
Merhametse zavallıların kalp azığıdır

Hayat işte budur diyerek
Yüzme bilmeyen gemilere bindirmişler bizi
Başka hayatlarında olabileceği ışığı yansıtan
Deniz fenerini gördük diye kıyıda
Yüzme öğrenmemizden endişe ediyorlar
Bil(e)miyorlar
Yaşarken yalnız yaşayanların
Cenazelerinin kalabalık olmasının anlamsızlığını
Ama adına intihar dedikleri bu cinayette
Hem katil hem maktul olmayacağız
Çünkü biz
Varlığımızı tenhalara vurup…
... hep böyle suskun ağlamayız

Bekir Kale Ahıskalı
10 Eylul 2008
Sinhare yi Beklerken 37

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder