28 Aralık 2010

Dudaklarımı yaşadığın şehirde koyup geldim

Dudaklarımı yaşadığın şehirde koyup geldim


Serin ırmakların billur suları gibi
Öyle ak ki
akışın akışıma karışsın
Sinesi sinemde çiçeklenen sevgili
Aydınlık yüzünü götürme benden
Sonumu sonsuzluğa bağlayan yolumun kavşağında
Öyle bak ki
bakışın bakışıma dokunsun

…bu sevdayı dilden dile diyen utansın

Zedelenmemiş karanfil kokulum
Seni toprağı eller gibi sevdim
Toprak ana yine mırıldanıyor
Yine aşeriyor olsa gerek
Bütün işte
Bu beden bir bütün
Yarısıyla özlenip, yarısıyla unutulmuyor
Bir başka derinleşmedi soluklarım
Dudaklarımda çıngırak sesi duyulmadı daha
Göğüslerime ateşten bir soluk değip
Çatlatmadı daha
Sen ki yaprağı yeşerince gülen
Sararınca ağlayan defnem
Benim harcım değildi
Gizli gizli yar sevmek

…bu sevdayı kulaktan kulağa duyan utansın

İstenmeyen düş gibiyim
Uyanınca düşerim yakandan
Sarhoş narası gibiyim
Son yudumdan sonra düşerim dudağından
Bilmediğim aşkların külleri karşılar beni
Yalan ve yanlışlardan sararıp solmuş
Tomurcukken sararan gülümün
Hazanına ağlıyorum
Geçmişi şaibeli sözcüklerle
İnadımın potinlerini giydiriyorum

…bu sevdaya hançer hançer kıyan utansın

Ergen cesaretiyle
Kendime isyan edip
Ben kendime gebeyken
Bir gerdek olarak yaşıyorum kendimi
Aklım ur harmanı
Adları yalan öyküler gibiyim
Utancımdan kızarıyorum
Sözcükleri namluya sürüp
Cehennemler büyütemem
Bağdaş kurup ölümlere oturamam

…bu sevdayı teneşirde yuyan utansın

Sesin sesimin içinde kalır
Tetiği çekilen ayrılıklara
Terk edilen gözlerimizin gözyaşlarına
Tanıklık edebilirim
Soğuk gölgeli geceler
Çıkış yolu olmayan bir yalnızlık
Mürekkep lekeli hüzünleri yaşarken
Yine gözlerim gözlerine hazırlıksız yakalanır
Ayrılığımıza cinayet süsü verilip
Kurşuna dizilirim

… bu sevdayı illegal sayan utansın

Gözlerime bak Sinhare
İçimdeki sevimsiz duvarı yıktım
Tenimi kokla şair yanıklığı var
Derin bir secdesin bende
Sığ yerinde bırakamam seni
Sen ki
Boynumu öperken
Beni sarhoş eden sevgili
Gözlerime bak
İzi kaybolmayacak
Bakire bir küfür kadar taze
Kabuğu erken kaldırılmış yara gibiyim
Gözlerindeki yaşlar bütün renklerimi siliyor
Gövden, solgun yapraklarıyla duruyor aklımda
Çatlamaya namzet kısraklar geçiyor göz uçlarımdan

… bu sevdayı sonradan okuyan utansın


Bir kahkahayla kaynayan yüzün
Yüzünde gülüşünün yaygın beyazlığı
Sana çatlarcasına inanıp
Seni kaynarcasına özlüyorken
Sivil bir aşk büyütüyorum diye
Darbeci sevdalar sevmediler beni
Dudaklarımı yaşadığın şehirde koyup geldim

…yeter ki bu sevda onuruyla yaşansın




Bekir Kale Ahıskalı
13 Ağustos 2008
Sinhare yi Beklerken 4

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder