20 Aralık 2010

Gönlümün Gurbeti

Gönlümün Gurbeti

Sen sinhare gurbet içinde gurbetimsin. Sesini duymak gözlerine bakmak ve seni sevdiğimi söylemekte olmasaydı halim nice olurdu.

İçimde iğne ucu kadar boş yer kalmadı. Her soluğum sen her adımın senin yönüne. O günlerin hayali tütüyor gözlerimde. Ayaklarımın yere en sağlam bastığı dönem. Hayallerin gerçeğe dönüştüğü zaman. Değil mi ki sen yanımdasın içimdesin. Bir göz kırpmana dünyaları yakmayı göze alabilirim. Bıraktım bize dair kurguları dillendirenleri. Haykırıyorsam eğer seni sevdiğimi insanlar neleri kaybetmeyi göze aldığımı bilmeliler artık. Sen ömrümde ana gaye idin. Herşey beni sana getiren bir vesileymiş şimdi daha iyi anladım. Yere düşmeseydim, dizlerim yaralanmasaydı yere düşmenin ne kadar acı verebileceğini bilemeyecek ve senin düşme ayağının takılma ihtimlini de hesap edemeyecek ve kurban olduğum canın yanman önce toprakla arana kapanmasını bilemeyecektim. Bilemeyecektim saçlarına düşecek yağmurların saçlarını incitebileceğini.

Şimdi yanımdan uğurlayalı çok olmadı seni. Bir kaç saat sonra sesin yeniden kulaklarıma düşecek ve gülüşün bende yeni yangınlar başlatacak. Ben her adımında sana yeniden sevdalandığım gibi her soluğunla yeniden yaşama döneceğim. Her gülüşünle harmanım yeniden yanacak ve ben bıkmadan usanmadan harmanımı yeniden gözlerine sereceğim.


Birgün gelecek ki insanlar sen-ben diye ayıramayacaklar ikimizi. Siz diyecekler bize. O gün ben diye bir tanım da kalmamış olacak sen diye bir tanımda. Biz olacağız yanarken yakılırken biz olacağız Sinhare

Gönlümün gurbeti seni çok seviyorum. 20 Aralık 2010





Bekir Kale Ahıskalı
Lebibeye Mektuplar 196
Gönlümün Gurbeti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder