28 Aralık 2010

Kutsanmış bir yalnızlıktı benimkisi

Kutsanmış bir yalnızlıktı benimkisi




-I-

Yaban uzaklığı
Sabırsız uğultu
Gözlerimde tabur tabur hasretin
Kutsanmış bir yalnızlıktı bizimkisi

Hayat bize hep bilmediklerimizden sordu
Yaramıza sokuldukça bir rüzgar
Daha dokunmadan kayboldu parmak izlerimiz
Güneş yükseldikçe alçalsa da gölgemiz
Yüzümüzde nar gibi patladı bu sevda
Gücümüz yok değildi baharı getirmeye lakin
Nereden fısıldasak sesimiz ortada kalıyordu
Uykularımızı vursalar
Düşlerimiz yüzümüze akacaktı belki de


-II-

Geceyle çürüdü tenimiz, hep vuslatı beklerken
Gölgelerimiz sulara düştüğü gün
Bir kahrolası aldırmazlık başlıyordu
Yıkanmaz, çıkmaz karaydı onlarınki
Gecenin çarşafları siyahtı
Gölgeleri sudan geçiremezdik
Bir mum yakabilseydik eğer
Tenimizde güneşi batırmayacaktık
Aşkı dilsizlerin şahitliğinde yaşadık
Deniz şahitti sırlarımıza
İçimizde üşüyen biz için
Hiçbir sokak tekin değildi
Gecenin yarısında poyraza vurdururlardı bizi

Adımızın linç edildiği başka dudaklardan kaçarak
Hasta bir akşamın koynuna sığınır
Ömrümüzün iniltili fotoğraflarını çekip
Çıplak ayaklarımla ona giderdim
Sonra düşlerimizi anlatırdık
Yağmurlu dağların kızı
Koyu kara gecelerimden firar etsem
Önüne düşürsem ömrümü eğilip alır mısın
Beni düşlerinde ağırlar mısın derdim
Yaşamın kötü olmadığı bir yer biliyorum derdim
Düşlerim Sinhare
Düşlerim


-III-

Bırak göğsünü soluklarıma açmasan da olur
Hiçbir atlasın söz etmediği düşlerine taşı beni
Kulak ver soluğumun soluğuna değeceği seslere
Unutulmuş mevsimlerden sevda çıkaralım
Gençliği bırakıp bir düşte ağlayalım
Alıp başını gitse de yıllar
Fırtınası çalınmış denizler gibi
Yaşlanacağız ama kirlenmeyeceğiz
Utanılacak bir şey yapmadık ki biz
Yapacak olsaydık eğer
İki bulutun ağlaması gibi
Geniş alnımızdan başlamazdı yağmurlar

Yaralı bir öpüştü dudaklarımıza emanet edilen
Ecnebiden devşirme bir zalimlikle
Hançerler soktular kesici dilleriyle
Çocuk yüzlü düşlerimizi soldurmaya çalıştılar
Etrafımızda güvenmediğimiz güçlerin solukları
Bizi bekleyen şey yalnız ölülerin gördüğü bir karanlıktı
Güvendiğimiz ses ömrümüzden çıkıp gittiğinde bir kuşluk vakti
Daha önce kimselerin yatmadığı bir güne uyanmaya yatardık
Biliyorum meşakkatli adımlarla acılı bir yoldan gelmişti
Kimseler anlamazdı yolculuktan gelip yola çıkışını
Çayı bayat bir demlikten dökülürken acılar
Her gece bir şiir saklanır kalemime, kör cesaretiyle



-IV-

Sevmek yaşamaksa bir başka yürekte
Bütün çabamız kaçıncı cinayeti olduğunu bilmediğimiz
birilerinin dilinde insan kalmaktı
Akşam oldumu düş basardı ortalığı
Gecelerime düş gönderirdi hasretin
Sana saklanıyor yangınlar bir gül dalında
Dokun bak yüreğime yanmıyorsa elin
Saçlarını tara
Dişlerini fırçala
Yalnızlığını kuşan
Çiçekli pijamalarını giy
Öldürücü olabilecek her şeyini hazırla
Yaban uzaklığı...
Sabırsız uğultu...
Gözlerimde tabur tabur hasretin
Kutsanmış bir yalnızlıktı benimkisi



Bekir Kale Ahıskalı
7 Ekım 2008
Sinhare yi Beklerken 33

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder