Ninova’da sancılı olur sabahlar
Geceden kalma kederler
Bağdaş kurar yüreklere
Denizkızları kaybolur
Gecede kalır çocuk oyuncakları
Ninova’da sancılı olur sabahlar
Öyle bir gündü işte
Güneş doğmaya gönülsüzdü
Gece gitmeyecek gibiydi
İstenmeyen misafirdi, yüzsüzdü
Bir çocuk mızmızlarıyla tutukluyordu annesini
Dert memesinin sütü hiç kesilmiyordu
Öyle bir gündü işte
Ninova’da gün yolunu yarıladığında
Gördüğünü/göremediğini inkarlar başlar
“Hak” dediği için Yunus suçludur derler
Bacalara konmaya niyetli
Baykuşlar bekler
Kanat kanat gelir şerrin orduları
Ninova’da gün yolunu yarıladığında
Ninova’da taş atmayı bilmez ebabiller
“Hak” dedikçe diller
Öfkelenir cahiller
Her biri bir Ebrehe
Ceplere sığmaz olur
Zulmü alkışlayan eller
Ninova’da taş atmayı bilmez ebabiller
Kümelenince zalimlerin zulmü
Günün üstüne gecenin atlıları sürülür
Bir hud’a emir vererek Hüdâ
“Yunus’a sefine ol” der deryada
Taif zanneder ki boş laf eder ecnebi
“Kardeşim Yunus’un memleketi” der Nebi
Derdim büyük olmasaydı denizden
Akıp denize dökülürdüm dehlizden
Kümelenince zalimlerin zulmü
Ninova’ya veda zamanıdır şimdi
Yunus gönül koyar ömür koyduğu kaldırımlara
Yüzünü dönünce geri
Hırçın bir dalga süpürür şehri
Sana kırgın değilim ki sevgili
Ninova’ya veda zamanıdır şimdi
Bekir K Ahıskalı
15 Haziran 2009
Sinhare yi Beklemek 22
Hud: Balık
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder