29 Aralık 2010

Toprakta yağmur kokusu vardı

Toprakta yağmur kokusu vardı belli ki o gece sen /de ağlıyordun*

Toprakta yağmur kokusu vardı
Belli ki o gece sen /de ağlıyordun
Yetimler eviydi benim yüreğim
Dudağımda

sevgiliye beyaz gelinlik giydirmek sözcüğü vardı
Yıllar önce öldürmüşlerdi,

en çok sevdiğim hayalimin babasını
Beyaz gelinliği veremeyen hayat

başka ne verebilir ki diyerek
Kendi ellerimle enkaza gömmüştüm ümitlerimin anasını
Düşlerim uykularım çalınınca bir başka yetim kalmışlardı
Sonra sen avuçlarında yüreğinle çıkıp gelmiştin
Cevapları tam bilemeyen öğrenci gibiydi bakışların
Toprakta yağmur kokusu vardı
Belli ki sen /de ağlıyordun

Ömrümden bir yaprağı daha koparken felek
Erken aydınladı karanlık gecem
Ağaçlar giyinmiş, raks ediyordu yaprak
Küçüktü tomurcuk, yavruydu düğmeler
Rüzgara baş eğerken sarı tomurcuk
Bülbülün bağrına firak düşerdi
Şafağa düştükçe sıcak soluğun
Çoban kavalında bir ninni melerdi
Söylenen ninniye inat
Dudağımda taze bir tebessüm açardı
Güneşte bir başka yakıcılık vardı
Belli ki sen /de gülümsüyordun

Zamanı, zulmetten savururken rüzgar
Yaprakları dinle! Her uğultu binlerce ninni söyler
Aşkın bir başka bestesi rüzgardaki her ses
Alnıma dökülen saç bir masaldan firar etmiş olurdu
Alın yazım erkenden uykuya yatardı
Belli ki sen /de sayıklıyordun

Yüreğim çarpıyor bu dar kafeste
Gözlerim dallarda, kulağım seste
Susturma rüzgarı, bağlatma dilimi
Kamus ağlar şairin dili her bağladığında
Sözcükler yanar tutuşur, şairler ağladığında
Ben her derin soluk aldığımda
Göğsüm kabarır omuzlarım kalkardı
Belli ki sen /de hıçkırıyordun

Şairin evinde düzen bozulsun,
Masanın üstünde gözlük ve kalem
Duvarda asılı resmin yan dursun
Sözcükler bir bir kırsın kirişi
Firar etsin semboller gözlerimden
Öksürük sallasın ciğerlerimi
Gün akşam olmasın ölümden konuşmayalım
Çay çiçeği kokusu sinmiş saçlarına
Dokunayım… koklayayım…
Sen ol toy düğünümün bezeği
Sevda beynime ağını bırakırdı
Belli ki sen /de bağlanıyordun

Kırıldı yüreğim, camdan yansıdı
Seni gören gözüm, beni yadsıdı
Buruktu sevdam, öksüzdü sensiz
Öksüzler herkesten daha yalnızdı
Yetimler eviyken benim yüreğim
Bir mayıs akşamıydı
Toprakta yağmur kokusu vardı
Ben; sana sevdalanıyordum
Sen; sevme diye yalvarıyordun
Güvencin gibi ürkek yüreğin vardı
Belli ki sen /de korkuyordun

Ben; bir sevda ok’uydum, yayından fırlatılan
Sen; bir sevda hedefiydin, ok’un önüne konulan
Toprakta yağmur kokusu vardı
Bir güç beni sana yolluyordu
Belli ki sen /de bekliyordun



Bekir Kale Ahıskalı
Mayıs 27 2008
Sinhare yi Beklerken 43

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder