1 Mart 2011

Veli Yöntem in ‘Damlaya damlaya göl oldu sevdan’ isimli şiiri üzerine





Veli Yöntem in ‘Damlaya damlaya göl oldu sevdan’ isimli şiiri üzerine

Biz şairler şiir yazarken bütün malzemeleri yüreğimizde yanan sevda ocağından alırız. Kullandığımızı malzemelerdeki kül, ateş, duman, gözyaşı, ayrılık, vuslat hepsi o ocağın malzemeleridir. Dolayısıyla Veli Yöntem’in ocağında olan her malzeme okuyucunun ocağında da var olduğundan okuyucu bu şiirde kendinden bir şeyler bulmaktadır. Şair ile okuyucuyu birbirinden ayıran en önemli fark ifade yeteneğidir. 


Bir şairi incelerken veya araştırırken bir şiirine göre eleştiremezsiniz. Ama daha önceki tecrübelerinizden ve okumuşluğunuzdan bir şeyler katarak büyük çoğunlukla doğru sonuca varabilirsiniz. 

Veli Yöntem in bu şiiri ustalıkla yazılmış/işlenmiş bir şiir. Bu şiirden hareketle kendisi de bir usta. Veli Yöntem’in şiirine yorum ve eleştiri yazarken onun ustalığı nispetinde ileriye gideceğim. Daha doğrusu gitmeyi deneceğim. 


Damlaya damlaya göl oldu sevdan şiiri altı dörtlükten oluşan bir şiir gibi gözüküyor. Şekil itibariyle bu görüntü içerisinde olsa da bana göre böyle değil. Yazımın sonunda şiirin kaç bölümden oluştuğunu ifade edeceğim. 

Usul usul aktı aşk pınarından, 
Damlaya damlaya göl oldu sevdan. 
Rahmet olup gel yar kurtar narından, 
Cehennem misali yol oldu sevdan. 

Yukarıdaki dörtlükte yer alan ilk iki dize okunduğunda yerine ifadeler gibi gözükse de bana göre ‘usul usul aktı’ ifadesi kesintisiz bir akışkanlığın yavaşlığını ifade ediyor ki 
bu ifade hemen akabinde gelen ‘damlaya damlaya’ şeklinde ifade edilen kesintili bir taşınmazla örtüşmüyor. Benim maksadım şiirde tashih yapmak değildir. Maksadım şiirin ve şairin yer aldığı kalburüstü mevkiden bir nebze daha yukarıya çekebilir miyim bunu sağlamaya çalışmak… 

Yene aynı dizede yer alan ‘rahmet olup gel’ ifadesinin yerine ‘rahmet ol gel’ ifadesi seçilebilir ve yine akabinde ‘cehennem misali yol oldu sevdan’ ifadesinde yerini bulan yol kelimesinin yerine köz ifadesi tercih edilebilir bir üst dizedeki nar ifadesi ile bağlantı sağlanabilirdi. 

Anlatılmaz bir alevsin özümde, 
Buram buram sen tütersin közümde, 
Yansın canım,inan hiç yok gözümde, 
Sinemde ateşten gül oldu sevdan. 

İkinci dörtlükte yerini bulan ifadelere bakılınca birinci ve ikinci dörtlükler iki ayrı bölümden oluşuyor. Şair bilerek veya bilmeyerek yapmış olabilir ama bu bizim inancımızda var olan önce yangın sonra gül bahçesi şeklinde ifade edebileceğimiz ve kutsal kitabımızda da geçen Hz İbrahim’in ateşe atılışını sonra yaratıcının ‘berd-ü selam’ ifadesiyle yerini bulan selamet yeri, onun için zararsız ol diyebileceğimiz kıssayı anımsattı. Bu bana göre tasavvufumuzun veya nefis terbiyesi dediğimiz terbiye şeklimizin yine ünsiyet peyda etme alışma neticesinde tehlikenin eski boyutlarında algılanmamasıdır. Dörtlükteki ifadeler gayet yerinde kullanılmışlar. 

Hangi kitap yazar böylesi nazı, 
Bu nasıl çileymiş bu nasıl yazı, 
Yeter olsun yüreğin duysun avazı, 
Uykularım çalan hal oldu sevdan. 

Şairin kendi bölümlendirmeleri içinde yer alan üçüncü bölümün ilk iki dizesi harika olmuş üçüncü dizenin sonunda kafiye yakalansa da gözden geçirilmeli diye düşünüyorum. Son dizede ise ‘uykularım’ ifadesi ‘uykularımı’ şeklinde kullanılmalıydı. 



Peşindeyim bilesin kaçsan illere, 
Duymaz olur kulağım düşsem dillere, 
Şu garip halimi bir sor ellere, 
İçtikçe zehrini bal oldu sevdan. 

Dördüncü bölümün finalinden çıkardığım sonuç ikinci dörtlüğün sonunda çıkardığım sonuçla aynı. Yani önce sitem sonra kabullenmeden oluşuyor. Dolayısıyla ilk dört dörtlük hakkında söyleyebileceğim şey buraya kadar olan bölümler iki bölümden oluşuyor. Önce isyan sonra baş eğme… Sadece üçüncü dizede yer alan ‘bir’ yerine gel kelimesi kullanılabilir miydi diye düşünüyorum. 

Sende karar kıldım kaşın çatsan da, 
Üzülmem dert etmem elem katsan da, 
Aşkımı kefensiz kabre atsan da, 
Kırdıkça yeşeren dal oldu sevdan. 

Yine şairin bölümlendirmelerinde beşinci dize diye yer alan dizenin duygu anlatımı olarak dördüncü dizede işlenmesi gerektiği kanaatindeyim. Söylediğim ifade yanlış anlaşılmamalıdır. Ben dördüncü dörtlükle beşinci dörtlük yer değiştirilsin demiyorum. Beşinci dörtlükte yer alan ‘karar kılma’ ila ifade edilen kararlılıktan sonra ‘peşindeyim’ diye ifade edilen peşine düşme keşke önce karar sonra uygulama şeklinde yerini bulmuş olsaydı. 

Bilemedim nasıl anlatsam sana, 
Mecnun'dan beterim dönüp baksana, 
Kastın mı var söyle bu garip cana, 
Azrail'i çağıran dil oldu sevdan. 

Final kısmı şiire yakışır şekilde olmuş ve sitem ifadeleri ile baş eğişle son bulmuş. Dolayısıyla şiir bana göre üç ana bölümden oluşmaktadır. Birincisi isyan ve başkaldırı ikincisi baş eğme ve yalvarma ve üçüncüsü halini arz etme. 

Hulasa olarak Veli Yöntem güzel şiir yazıyor. Veli Yöntem şiirlerini okumaktan haz alıyorum. Yolu açık olsun 


Bekir Kale Ahıskalı 
Şiir Tahlilleri-38 
7 Kasım 2008 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder