26 Kasım 2010

Hiç olmadığım kabalıkta...

Hiç olmadığım kabalıkta...
 
Bunu nasıl yaptığımı bende bilmiyorum. Yapışsebebime gelince benim kendime dur diyemediğim bir ortamda senin bana dur demeni sağlamak içindi. Seni kıralı ve senden çekileli fazla olmadı. Sana bir türlü bu yangın beni yakıyor ve ben yandıkça seninde gönlünü işgal ederim diyemedim bir türlü. Sebepsizce ve hiç olmadığım kabalıkta çekildim.

Sen yinede bunu çekilme sanma. Baş edemeyeceğim bir güzelliğin ve yine kazanmak için sonuna kadar çaba sarfedeceğim gönlün var. Er yada geç kendimi dizginleyip geriye döneceğim. Ben sevgimden eminim ama bekliyorum ki eğer sende de bir takım meyyal varsa döndüğümüzde elimizdekileri karşılaştıralım. Sonra sıkı sıkıya sarılalım. Benlar benim gün hesaplarım ve yanılacağımı sanmıyorum ama önce gönlümün bana daha doğrusu bize oyun oynamadığından emin olmalıyım. Anlık bir hissiyat olmamalı. Alışılagelmiş sevmemeliyim seni. Kimliğe bürümeden sen olmalıyı bilmeye gidiyorum. Döndüğümde ya beni enkaz olarak göreceksin ya da sevdandan kendi yüreğinin çöllerinde mecnunlaşan bir adamla karşılaşacaksın. Her ikisi de seni seviyor olacaklar ve her ikisi de senden yana olacaklar. Aslında bende benden yana bir şey bırakmayalı çok oldu ama sana itiraf etmek işime gelmiyor. Söylesen ne olacak ki deme bana. Söylersem acılarımı pişirmeden geçiştirmiş olurum ve ileride karşılaşacağım bir zorluk omuzlarımı dik tutmama engel olabilir.


Bekle... Ya da bekleme ben kendimi kendimden uzaklarda fırınlamaya gidiyorum. Sevgin serde ise ayrı derde ne hacet. Hasretini merhem niyetine çekiyorum.

Mektuplarım sıklaştı biliyorum ama hasretinde bir o kadar sıklıkta yüreğime çullandı. Bazen arayıp senden af dilemem gerektiğini düşünüyorum ama sonra kendi kendimle çekişiyor ve engel oluyorum. Af dilersem affedilmesem bile ömür boyu kalmak istediğim kapından bir daha asla ayrılamam.

İnsanlar "sevgiyle kal" diyorlar sevgiyle bırakmışlarsa geride kalanlar sevgiyle kalabilirler değilmi. Sen yine de sevgisiz bıraktığım sana iyi bak. Özlüyorum hem de çok. 21.06.10
 
 
 
Bekir Kale Ahıskalı
Lebibeye Mektuplar-111
Hiç olmadığım kabalıkta...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder