26 Kasım 2010

İtibarımı sevdama borçluyum.

İtibarımı sevdama borçluyum.

Gözlerle bakmak hasret giderir ama içinden bakmak dokunmaya daha yakındır.

Gözlerin hasreti, ellerin hasretinden daha mı derindir? Ya da ayakların bir hasreti olabilir mi? Mesela insanın omuzu hasret çekebilir mi?

Nereye baksam seni görmeyi ümit ediyorum, kime baksam sana benziyor. İnsan topukları ensesinde kaçmak isterken kendisini takip eden gölgeler vardır. Bu kaçmakta olanın en büyük cezasıdır. Yine de aldırmıyor, koşmaya devam ediyor insan.

Belki sende yaralısın belki de yoksul. Ben yarana merhem süremediğim için  kırıp geçiren bu hasret sancılarının arasında "nasılsın?" diyerek yaralarını biraz daha depreştiremem. Anla! denize düştüm, yağmurdan habersizim. İçimden sular sızıyor, damarlarımdan sızın sızın sızılarım var.

 Bırak eller şairi kendi himayesinde yaşıyor bilsinler. Ben itibarımı sevdama borçluyum. Sokaklar; cezbeden güzelliklerle dolu olsa ne fayda. Binlerce güzel çiçek arının kovanına dönmesine engel olabiliyorlar mı ki, onlar benim; sana getiren yoldan sapmama sebep olsunlar. Kovanını bilen arı gecesini güllerle geçirmez.

Bir an gelir, vakit tamam olur. Susar bütün şarkılar ve tüm benliğimizle başlarız kendi şarkımızı söylemeye.  Doğru zamanda doğru yerde olmalı insan. Kanatlarının altına zamansız sığınmak, masum olduğumuzu anlatmaya zaman bırakmayabilir. Ben bakışların incinmesin isterim.


İstemeden göç eden kuşlar misali ömrüm... Göç mevsimiydi, kanat çırpmam gerekir diye düşünüyordum. Keşke...  Konuşabilsem...

Mecnun ününü kendisini çöle düşüren sevdasına borçlu değil mi? Ben himayene sığınmış, eteğine tutunmuşum. Söz Sultanı ne demişti

Kim demiş "Gül dikenin yaşar himayesinde?"
Dikenin itibarı ancak gül sayesinde(1)

22.06.10




Bekir Kale Ahıskalı
Lebibe’ye Mektuplar -112
İtibarımı sevdama borçluyum.



1. Mevlana

*Bu mektupları orjinal el yazmalarımdan değişiklik yapılmadan alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder