26 Kasım 2010

Kendimi bir yerimden ele veriyorum..

Kendimi bir yerimden ele veriyorum..
 
Kör bir gecenin ardındayım. Saat dilimlerini yorgun ve uykusuz geçtim. Belki sen de uyumamışsındır. Mesaidedir dudakların, sen de yorgunsundur. Derin bir kuyudan su vermişsindir dudakları kurak olan yolcuya. Suyuna bir yeri kanmamıştır . Eksik kalan, kanamayan bir yerini tamamlamak için ertesi akşam gelecektir belki.

Saçlarından kıvılcımlar çıkmıştır belki de terleyen alnına yapışmıştır bir kısmı. Saçların dolam dolamdır belki. Fazla iç içe olmaktan kördüğüm olmuşlardır ve sen bütün günü kördüğüm olan saçlarını çözmek, yıkamak, taramak için uğraşacaksındır belki.
Uzaklardasın... Gelemezsin... Gelmek istesen bile gür kaşlarını yollara dökme diyecektim. Nasılsa seni bana sevdiren yanlarını apar topar toplayıp gideceksin. Zamanın en mahrem düğmeleri çözülmeden, ayaklarıyla aşkın partiküllerini soluklarımıza belemeden geriye döneceksin.
 
Uzaklardasın... Bugün yakınımda olsan bile ekşi elma tadı bırakacak gibi duran dolgun dudaklarını öpesim yok. Bağrında güneşle yeterince buluşmadığından iki salkım üzüm besliyorsun. Sahi bir suç mu işlediler, onları neden saklıyorsun?
Bu sabah sakallarımı da kesesim yok. Nasıl olsa birazdan telefonum çalacak ve kulaklarımda cinayetler işleyeceksin gibi geliyor bana. Belki de bir düşün, bir kabusun tam ortasıydayım. Uyanmasam bile yine çekip gideceksin. Uyansam hiç gelmediğini anlayacağım.
Hiç gelmemiş kadar uzaklardasın. Ben ise uyandığımda yanaklarım kızarmış olacak. Geleceğini hayal etmek. En cüretkar düşüm bu kadarcık ama yine de saklayamıyorum seni. Kendimi bir yerimden ele veriyorum.
Bazen bir düş, bazen bir bakış, bazen bir dokunuş, bazen de kulak memeleri ele verir insanı.31.05.10
 
Bekir Kale Ahıskalı
Lebibe'ye Mektuplar- 103
Kendimi bir yerimden el veriyorum

*Bu mektuplar el yazmalarımdan değişiklik yapılmadan alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder