26 Kasım 2010

Ses Tokluğu

Ses Tokluğu

Senin nasıl doyurucu sesin var öyle. Sevinlerim ne kadar derine saklanmış olurlarsa olsunlar, esin bana ulaştığı an gün ışığına çıkıyorlar. Böylesine kontrollü ve böylesine edepli konuşabiliyor olman seni daha fazla sevmem için bir sebep daha. Aslında bir insan sadece sesiyle sevilecek olsa şüphesiz o insan sen olurdun ve ses tonunla bir aşk bağışlardın bana.


Sesine her acıktığımda parmaklarım telefonumun tuşlarına koşuyor. Çekinerek ve titreyerek arıyorum seni.Kimseler seni bilmiyor Lebibe. Sıkıntılarımın zincirlerini çözen ve benden uzaklaştıran, insana sakinlik veren, kalbimi tüm zemine emin bir şekilde yaymamı sağlayan sesin var senin. Dört mevsimin ilkbaharı ve yazı gibi canlı, çoğalan yanlarını andırıyor sesin.


Lebibe sen bana fısıldamayı ne zaman öğreteceksin. Senin fısıldaman beni en mahremimi korumaktan vazgeçirecektir. Dağdağalı bir denizde can simidi gibi yetişiyor sesin imdadıma. Sesinin dalgaları kıyılarımı okşuyor adeta. Kimliksiz gülüşlerime tebana ait milli bir hüviyet veriyorsun.
Lebibe sen beni yeni baştan doğuruyorsun. Ölüm bize ırak olsun.12.06.10
 

Bekir Kale Ahıskalı
Lebibeye Mektuplar-7
Ses Tokluğu
 
 
*Bu mektupları orjinal el yazmalarımdan değişiklik yapılmadan alınmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder