26 Kasım 2010

Sevgilinin evine giden yol

Sevgilinin evine giden yol
 
Sustuğumu veya pes ettiğimi düşünme Lebibe. Mırıltılar isyandır sözlerin susturulduğu yerde.Dudaklarımın bitiremediği cümleleri gözlerimin tamalayacağı aydınlık günlerde gelecek elbet.

Bu uzun yolu yürümemin sebebi sensin. Sevgilinin evine giden yol uzun gelmez bana. Dunhimmet gibi gözüken hallerimolabilir. Bir çaresizin iyileşme ümidiyle buradayım. Bu gün gerçeği öğreneli altı gün oldu. Sanırım sadece zamanın dolmasını bekliyoruz. Sabahlara kadar dar ve uzun koridorları arşınlıyor ve kirli beyaz terlik sesleriyle endişeleniyorum. Kirli beyaz olan endişelerim değil terlikler endişelerim hepten kirlendiler ve ümitlerim tükendiler.

Muhterem pederim sanırım birkaç güne kadar operasyona alınacak ve hekimin konuşmasından anladığım o ki ümit beslememeliyiz. Aslında bizi neyin beklediğini açıkça söyledi ama ben bunu ne muhterem valideme ne de kardeşlerime söyleyebilirim. Aklımdan geçen bir şey varsa o da daha uzakta olan kerdeşimin bu günleri henüz konuşabildiği günleri görmesidir ama az daha sabretmek zorundayım. Kangrene çeviren ayağındaki illet bacağına tamamen yayılmaya başladı ve bir iki güne kadar kesip alacaklar.

Hastahanenin en üst katından körfezi seyrediyorum. Sabahlara kadar sana dahil hayaller kuruyoruma am seni de arayıp üzmek istemiyorum. Koy benim bu çaresizliğimi bir gidiş olarak düşün. Bir gün suskunluğumu saklamayı ben bile başaramayacağım.

Körfezin iki yakası dudaklarını andırıyor. Bir de gece olup ışıkları yanınca, tadamadığını seyretmeye razı oluyor insan. Bir kıyıdan diğer kıyıya yüzmek... Yine de hayaller sensiz olsalarda gün sensiz olmuyor. Sensiz bir gün; ensiz, ebatsız bir yürek yaygarası gibi ölçüp biçmeye ciddiye değmiyor Lebibe. Sensizliğin yanıkları sulanmaya başladılar.

Gece hayallerinin yan koltukta uyuyan güzeli. Sesin sesime değsin artık. 28.06.10
 
 
 
 
 
Bekir Kale Ahıskalı
Lebibeye Mektuplar 114
Sevgilinin evine giden yol

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder