28 Kasım 2010

Vaadedilemeyen

           Vaadedilemeyen


"Sana bir şey vaadetmedim" diyorsun. Belki de buna bağlı olarak aşkında biraz kabullenme, olanbilene rıza gösterme gayreti içerisindesin. Ama şunu söylemeliyim az geyretle kazanılanlar genelde damaklarımızda daha az tat bırakırlar. Elde edilmesi zor olan her zaman daha evladır gibi gözükse de çabalanmadan elde edilen neyimiz varsa ve bize bir anda sunulan ne varsa eninde sonunda gözlerimizde kıymetini yitirme sürecine girer diye düşünüyorum.
 
Benim insanlardan farkım budur. İnsanların hemen hemen hepsi bulundukları zamanda yaşadıkları sevgiyi değerlendirirlerken kendilerine vaadedilenle birlikte ileride yaşamayı hayal ettikleri güzel günlerden de getiriler yaparak ortak bir uzlaşı, anlaşma ve paylaşım zemini oluşturuyorlar. Olası muhtemel olanlardan olan bir durumu, yaşanılan bir zamanı boyamak doğrusu bana mantıklıca gelmediği gibi gelecek şimdiki zaman ile gelecek zaman arasında yapılan bu olması muhtemel güzellikler-olması gereken güzelliklerin takası alış-verişinin ekseriyetle beklenilen sonucu vermez. Benim farklı düşündüğüm nokta da budur. Ben seviyorum derken, aşkımı ilan ederken gelecekten getiriler yapmadan, gözlerime serdiğin tebessümün bedeli olarak, kıymetbilirliğimin göstergesi olarak bir ömür mutlu olabilir ve herşeye katlanabilirim.
Aşklardaki somutluk isteği anlamak istemediğim birşey... Anlamaya çaba sarfetmiyorum da. Eğer bu somutluğu irdeleyecek olursam o zaman ne ben Ahıska'dan gelen karalastikli çocuk olurum ne de içimde büyüttüğüm senin bendeki yeri bu kadar büyük olur. Ben vaadilene göre değil, bulduğuma bana yaşatılana, hissettirilene aşık oldum. O sebeple bir beklentim olmadığını bilmeni istiyorum. Bundan daha fazlasını yaşamak varsa kaderimde ki seni bana yine o kader getirdi ziyadesiyle mutlu olurum. Somutluk isteği her aşkta vardır ve her aşk biraz dokunmayı, hissetmeyi, hissettirilmeyi gerektirir. Bunu da çoğu zaman düşlerden alırız. Sevgili için rahat olsun ben vaadilenlerle bir beklenti içerisine girmiyorum beni farklı yapan da budur. Bütün bu somutsuzluğa rıza gösterme bende gayretsizlik, verilenle iktifa etme gibi bir teslimiyet uyandırmıyor tabi. Ulaşmanın yollarını arıyor, çabalar sarfediyorum. Hatta çoğu zaman bir bakışma için, bir ses için planladığım günün bütün temellerini yerinden söküp yeni planlar yapıyorum.
 
 
Unutma! bu aşk öyle bir yaşanmalı öyle paylaşımcı ve iletken olmalı ki "gel" dediğim zaman gelmelisin. "Gel" dediğin zaman gelebilmeliyim. Bu "gel" kelimesinin içinde özlemlerimiz, hasretlerimiz, beklentilerimiz ve kendimizi sunarken katmayı düşündüğümüz eklentilerimizi kapsayacak. Bu "gel" bir uykudan uyandırma alarmı gibi değil boşluktan varlığa çıkma çağrısı olacak. Boşa geçen ömürlerimizin düzlüğe çıktığı, benliklerimizin ve varlıklarımızın mana kazandığı bir çağrı olacak. Bu "gel" seni yazarken anlatırken yetersiz kalan tüm kelimeleri tamamlayacak, hayalimin darlığını genişletecek beni bu mengeneden kurtaracak bir kolaylık olacak. Seni anlatırken neler çektiğimi bilemezsin. Seni sıradan hayallere konuk edemediğimi bilmelisin. Benim düşlerime gelirken bile arkada sevebileceğini düşündüğüm bir ortam müziği olmasına dikkat ediyorum. Benim düşlerimde herşeyimle seni koruyacak, kapsayacak, mutlu edecek ekipmanlar hazır bulunduruyorum. İnsan düşlerine müdahale edebilir mi? Evet eder. Sevgiliye verdiğin ve ona eğildiğin hassasiyet düşlere de yansımadıkça ben sanıyorum ki seni ihmal etmişim, yapmam gerekeni üzerime düşeni yapmamışım, sorumluluğdan kaçmışım gibi. Sanki hak ettiğin değeri verememişim ve kıymetbilmez, uyuşmuş bir sevgiliyim. Sen düşlerime gelebilirsin diye benim kapımın girişinde terliklerin bile hazır bekler. Sen bilmezsin sevgili/m! Benim dolabımda soğuk-sıcak havalara göre üzerine alabileceğin kıyafetler illaki bulunur. Soframda daime bir fazla servis açılmıştır. Dizlerimi kırarak oturduğum minderin hemen yanında bir de senin için hazır bekleyen bir minder vardır. Sen düşlerime gelebilirsin diye hazırlıksız yakalanamam hazırlamam gereken, bulundurmam gereken ne varsa hepsini hazır tertemiz bulunduruyorum. Zaten hazırlıksız yakalananları da anlamış değilim. Sevgilinin yolu düşlerinizden geçmeyecekte kimin gececek ki..
 
Canım benim. Uzaklardan çok uzaklaran yazıyorum sana. Şimdi gözlerini kapa ve saçlarını koklayıp başını göğsüme koyduğunu hayal et. Seni çok seviyorum
28 Kasım 2010 Pazar
 
 
Bekir Kale Ahıskalı
Lebibeye Mekteuplar 181
Vaadedilemeyen

2 yorum:

  1. SEVGİLİYE SÖYLENMEYEN SÖZCÜK KALMAMALI SEVEN YÜREKTE...
    DUYUMSANDIĞINCA VE ÖZGÜRCE DİLE GETİRMELİ YÜREĞİN DİLİ...
    YÜREĞİN DİLİNDEN DÖKÜLENİ YÜREĞİN GÖZÜYLE OKUMALI BİR DİĞER SEVEN, SEVENİNİN YÜREĞİNDEKİLERİ...

    KALEMİNİZ DAİM OLSUN ŞİİR DOSTUM
    SAYGIM VE SEVGİMLE

    YanıtlaSil
  2. Sayın Işık;

    Söylediklerinizin tamamına katılıyorum. Sevgiliye söylenmeyen sözcük kalmamalı

    Yüreğinize sağlık. Sizin de kaleminiz hiç susmasın

    YanıtlaSil