11 Aralık 2010

11-Kendini aşma, kendinle barışık olma

 

Ressam devrin zor şartlarında yine aynı zorluklarla elde ettiği kök boyalarıyla tabiatı resmetmeye çalışmaktadır. Devrin inanç ve gelişmişliğine paralel olarak resmin içine taşıdığı unsurlara dikkat etmekte ve canlıların resmini yapmaktan kaçınmaktadır. Zira canlıyı resmetmenin ahiret hayatı başladığında “hadi madem bu canlının resmini yaptın can da ver bakalım” gibi ilahi bir azarlamayla karşılaşacağına dair fetvalar verilmiştir. Yaptığı resim çöl iklimi hakim olan bu beldelerde çölde yaşama tutunmaya çalışan bir bitkiden ibarettir. Çöle güneşi asmış, kumunu yerleştirmiştir. Dallarında yeşillik yapmayı hayal ettiği cılız bir bedeni daha kumların kızgın kucağına tam oturtmadan arkadan gelen bir sese kulak verir.

-Bana şeytanın resmini yapar mısın?

Ressam önce bu cılız sesin geldiği yöne döner. Sonra şeklinin nasıl olabileceğini hiç düşünmediği şeytanın resminin yapılmasını isteyen çocuğa şaşkınlıkla sorar:

-Şeytan’ın şekli nasıldır bilmiyorum. Bilmediğim bir şeyin resmini nasıl yapayım?

O cılız sesin sahibi bir dakika der ve sokağın karşısına doğru koşmaya başlar. Biraz sonra elinden tutmuş olarak yaratılış olarak göze hoş görünmeyen, gözleri dışarıya fırlayacak kadar çıkmış, yaşlı, saçı sakalı birbirine karışmış, ilk bakışta çok sevimsiz ve soğuk simalı elinde kitap kalem olan bir adamı adeta sürükleyerek getirir.

-Al sana şeytan. Şeytanın bunun gibi olmalı. Bunun resmini yap.

Ressam bir an tereddüt eder. Getirilen yaşlı adam adam çok sert ve çirkin bir adamdır. Durumun kendisinden bilinmesi endişesiyle durumu nasıl anlatacağını düşünürken, o çirkin adam çocuğa gülümser ve ressama dönerek

-Ne diyorsa yap

diyerek oturur ve elindeki kitabı okumaya devam eder. Ressam o çirkin adamın kitap okurken resmini tamamlar. Adam bir şey demeden elindeki kitabı okuyarak sokağın karşısındaki eve girer. Çocuk çok mutlu olmuştur. Ressam şaşkındır ama adamın kim olduğu konusunda hiçbir bilgisi yoktur. Bu olayın üzerinden bir yıl geçmemiştir ki karşı evde birisinin üzerine kitaplarının yıkıldığı ve öldüğü haberi gelir. Ressam bu ilginç olayı merak edip karşı eve gittiğinde gözlerine inanamaz. Evin birkaç odası tavana kadar el yazması kitaplarla doludur ve ölen kişi yaklaşık bir yıl önce resmini yaptığı şeytana benzetilmesine rağmen aldırmayıp kitap okuyan adamdır. Kim olduğunu sorunca Ebu Osman Amr bin Bahr el-Kinani el-Fukaimi el-Basri cevabını alır. Bu kez ressam karşı sokağa koşmaktadır. Evine girer zaten üç beş tane olan kitaplarından en çok beğendiği ve her sayfasını didik didik ederek okuduğu resimlerini yaparken orada anlatılanlardan hareket ettiği Kitab el Hayavan isimi kitabın Ebu Osman Amr bin Bahr el-Kinani el-Fukaimi el-Basri (El-Cahiz) tarafından yazıldığından emin olur ve bu bilginin şeytan diye resminin yapılması karşısındaki olgunluk ve kendini aşma, kendiyle barışık olmasının cehaletinden değil bilgisinden kaynaklandığını anlar.

Peki bu El-Cahiz (Ebu Osman Amr bin Bahr el-Kinani el-Fukaimi el-Basri )kimdir ?

Bundan tam 1140 yıl önce vefat etmiş Basra doğumlu etnik açıdan doğu Afrika kökenli nesir yazarı bir zat. Benim El-Cahiz ile yolumun kesişmesi ise Arapça ile ilgili leksikografi ve filoloji konularını araştırırken olmuştur. Daha yirmili yaşlarında şiir derslerine katılan bu afro-arap’ı merak etmeye başlamam üzerinden tam 16 yıl geçti. O yıllarda ona ait olan “En iyi dost kitaplardır. Sizi yanlış yola götürmezler, arkanızdan konuşmazlar, her derdinizi dinlerler ve çözüm ararlar” sözünü kulağıma küpe yapmıştım.

93 yıllık ömründe 200 e yakın eser veren bu zatın İslam Tarihinde ilk defa Hayvanları inceleyen 350 den fazla hayvan üzerine anekdot ve açıklayıcı atasözleri ile bilgi veren bir ansiklopedi oluşturmuştur. Hayvan iletişimi ile ilgili eser veren ilk Müslüman bilgindir.

Erken dönem islam felsefesini incelemiş hayvan psikolojisi, besin zincirleri karıncaların örgütlenmesini incelemiş ve karınca kolonilerinin öldürülerek değil ancak parçalanarak yok edilebileceği tezini ortaya atmıştır ki günümüz bilimi bunu ispatlamıştır. İnsanların karakter yapılarında çevre etkisini incelemiştir.

Kitap el-Hayavan (Hayvanlar Kitabı) eserinde şiirsel anlatımı
Kitab el-Buhala ( Cimriler Kitabı) esrinde nesirsel anlatımı tercih etmiştir. Bu eseriyle insan psikolojisini incelemektedir.

El – Cahiz tam bir kitap kurdudur. Uykusuna yenilmemek için sandalyesini odasının ortasına koyar ve bir yere dayanmaktan kaçınırmış. (Bir rivayete göre de okurken başının düşmesini uzun olan saçlarını bir ipte tavana bağlar ama bu rivayeti teyit edecek bir kaynağa henüz rastlamadım.) Eceli de okuduğu kitapların üzerine yıkılması sonucu olmuştur.

Ben kendini aşmak ve kendinle barışık olmak diye buna derim…



Bekir Kale Ahıskalı
25 Haziran 2009
Kekeme Kaval-11 (Kendini Aşmak)


İlgilisine Not : Okuduğum ve önerdiğim kitap Kur’an-ı Kerim. Mâlum hem üç aylar hem de manevi açlığımız. Hem bakalım bize ne diyor. Farklı bir bakışla şunu diyebilirim. İran gibi olmamak için bu kitap okunmalı. okuyunca dinin öyle demediğini öyle olmadığını anlayacaksınız

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder