11 Aralık 2010

33-Ümit meşcereliğim

 


Ümit meşcereliğim

Bu sabah ümit meşcereliğimde büyütmeye başladım yarınları. Yarınlar bu günden daha güzel olacaklar. Her mevsim ayrı bir ölüm uykusu uyanışı olacak. Bembeyaz karlar yağdıkça temizlenecek damlarım. Karlar eridikçe güzünüzle gördüğümüz her yer çimlenecek.


Tatlı bir güz rüzgarıyla selamlaştım bu sabah. İçinde önce kışın kilit anahtarını, sonra baharın yatak odasınını müjdeliyordu. Nazlı nazlı salınıyordu ihlamur ağaçları. Kokusunda bir sevda daha buğulanıyordu solan yaprakların. Daha güzele uyanmak için gidiyoruz diyordu yapraklar.


Bu sabah bahtım bana tebessüm ediyordu. Sokak ve caddeler gelin endamıyla karşılıyordu beni. Gökleri; ayı, güneşi, yıldızlarıyla, zemini; bağı bahçesi, ovası-obası, otağı, ırmakları ve ormanlarıyla yudum yudum hayyallerime içtirdi benliğimi saran esintiyi.


Bu sabah herşey kalbimin diliyle konuşmaya başladı. Sevinç buğuları sardı her yanımı. Bu baş döndürücü meşherler karşısında kendimi cennetin bir köprüsünden seyrederken buldum sanki. Mest oldum. Hayata sükunet tüten ayları, günleri, saatleri dakikaları olmayan bir vadiden sesleniyorum sana "seni seviyorum"...

Çok yoğun bir geceden uyanmış gibiyim bu sabah. Üzerimden insani ne varsa geçmiş gibi. Arzularından hafiflemiş, yeni fetihler yapmış mağrur bir kumandan edesıyla bakıyorum her şeye. Ruhumdaki bu kansız devrimin kahramanı yine benim. Ne kadar mücrim yanım varsa hepsini affediyorum.

Bu sabah yüzüme bakanlar ümitlerimin fihristesini görecekler. İçimdeki tüm miskal istisnaları kaide olsunlar diye çoğalttım. Hadi yüzüme bakın ölü dediğiniz ümitlerin yaşama yeniden nasıl döndüklerini öğreneceksiniz.




Bekir Kale Ahıskalı
Eylül 2010
Kekeme Kaval-33

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder