28 Aralık 2010

Adım, sen gelende güzel

Adım, sen gelende güzel

Ey Sevda!
Tebessümden hafif meşrep
Kararlılıktan inatçı
Soğukkanlılıktan gamsız bilindim
Ben bu sevdada sabıkalı idim
Ben istemez miydim?
En içten fısıltılarım
Sevgilinin kulaklarına aksın
Avuçları afrodizyak koksa bile
Gölgemin düşmediği ten benim midir
Vadilere uzanan nehirler gebe kalır
Git demeye nazır dudaklarında
Kötürüm olmuş bir gönül alfaben varsa
Dudaklarında ırsi bir fukaralık yatar
Ölmeye alıştırır seni
Sevdiğini öpmeyi ayıp sayan dudaklarından

Ey Yâr!
Bir düğün vereceğine, bin düğüm verme
Bir sen karış, bir sehim karış bana


Ey vuslat!
Neşeye giyotin tavrınla
Kuraklığa ilgisiz pınarlar gibi
Başka yöne akıp tükeniyorsun
Saçları omuzlarından aşağı dökülen
Beyaz göğüslü bir güzel düşlemek boşunadır
Alaturka bir sevdaysa yaşadığın
Sevmek kavuşmak için yetmez
Ben yalınız baş koyduğum yastıklara
Sırlarımı veriyorum
Seni vurmayan saatlere küfrediyorum

Ey Yâr!
Sevda sende, dudak tende güzel
El, elde, adım sen gelende güzel

Ey Zerdüşt
Ocağında ne kadar kor varsa
O kadar zenginsin inanmakta
Beni bırak
Tapınmana bak
Ateşin kül olmakta

Ey Yâr!
Tül yüzde, göç güzde güzel
Ateş közde, aşk nazda güzel


Bekir Kale Ahıskalı
Nisan 30, 2009
Sinhare yi Beklerken 26

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder