28 Aralık 2010

Kime merhem dediysem devadan bîhaberdi

Kime merhem dediysem devadan bîhaberdi

Sabrın sokakları çok dar
Telaşsa sende kapalı gişe
Gündüzleri ısrarcı yapıp kendine
Geceleri yorgun düşürme
Öfkeyi bekletme içinde
İnceliğini her bakana giyinme
Gözlerin herkese gülmesin
Nemlerini yalnız bana bağışla
Uçur beni mutluluğun koynunda
Dağılan bir mürekkep lezzeti gibi
Narin rüzgar soluklarına salıver
Çünkü ben;

Kime imdat dediysem
İnayetten bîhaberdi
Sonra sen çıkıp geldin Sinhare
Şifalı su gibiydi solukların


Bana rüyalarını yorumlatma
Geceye kan bulaştırdığın güne
Ve kırmızının intiharına aldırmadan
Önce “bana geliyorsun” derim
Sonra öpüştürürüm ikimizi
Seni başkasına yar edecekler bilirim
Yine de o uyku kalıntılarından
Çırılçıplak bir aşk çıkarırım
Bir sarhoşun bulanık düşlerinden çalar
Güneş görmemiş hayallerime konuk ederim seni
Çünkü ben;

Kime kandil dediysem
Ziyadan bîhaberdi
Sonra sen çıkıp geldin Sinhare
Bakışlarında şimşekler çakıyordu


Azap ile haz arası bir iklimde
Tuttum sesi yaralı bir kadını sevdim
Zaten ben kimi sevecek olsam
Annesi daha doğurmadan evvel evlendirmiş
Söylemek için büyümesini bekliyor
Hala gözlerine bakma umudunu taşıyorum
Biliyorum
Bir gece çığlığıyla düşeceksin dudaklarımdan
Madem ki ıssız rüyalarımı hasta yatağından uyandırdın
Sen yine de aydınlıklarımdan beyazlığını çekme
Çünkü ben;


Kime milat dediysem
Doğumdan bîhaberdi
Sonra sen çıkıp geldin Sinhare
Her tebessümün bir doğumdu


Ey uzaktaki sevgili!
Uzaklığını ezberledim
Birazda sen yaklaş
Nice takatlar tükettim dizlerimde
Bende unuttuğun yara
Aşkta adressiz bir mektubun gizemi
…ve beyazlığı kaldı içimde
Uzaktan sevişmek böyledir
Çaresiz, tatsız bir yorgunluk bırakır bize
Çünkü ben;

Kime merhem dediysem
Devadan bîhaberdi
Sonra sen çıkıp geldin Sinhare
Ellerinden derman akıyordu


Dudaklarımıza bak
Kullanılmamaktan unutulmuş sevda sözleri yatıyor
Sesimizde kanamalı bir hasta iniltisi varken
Vuslatı geciktirip umutlarımızı tüketmeyelim
Kapat gözlerini…
İlk birlikteliğimiz geceleri aylar süren bir yerde olsun
İnanırsan eğer
Ellerimizin koşan atlar gibi olacağı gecelerimiz bitmeyecektir
Yürekten dudağa akacak olan
İki kelimeden başka söz etme
Çünkü ben;

Kime şiir dediysem
Duygudan bîhaberdi
Sonra sen çıkıp geldin Sinhare
Suskunluğun sözcükleri terbiye ediyordu


Bir buğday sapı kadar gevrek
Kapatılamayan bir çeşme kadar asi
Zalim bir bahaneye sığınmadan
Bir şiire yazılmaya çalışılan öpücüğün
En arzulu yerinde yarım bırakılan
Alnıma dokunan ıslak rüzgar misali
Yırtabileceğimiz bir hatıramız olmasa bile
Kimseye yazılmamış şiir yoksulluğunda
Birbirimizi gördüğümüz an boğulacağız
Ey aklımın gurbeti
Ben tebessümü terk edeli çok mevsimler geçmişti
Çünkü ben:

Kime bahar dediysem
Çiçekten bîhaberdi
Sonra sen çıkıp geldin Sinhare
Eteklerinden bahar dökülüyordu

(Sinhare geceleri benden ayrı yatan yanım)

Bekir Kale Ahıskalı
Temmuz 01 2008
Sinhare yi Beklerken 13

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder