27 Aralık 2010

Yudumladığın sularda



Yudumladığın sularda sevgilinin yüreği belirsin. 
Önce kokla ve öp...


Ben bu yaşam mahkemesini tanımıyorum
Mutluluk hakkımıza ihtiyat-i tedbiri kim koydurdu
Kim yazdırdı aşkımızın alnına “kavuşması imkansız” diye

Ya Rabbi
Sevgiliyi bana
Dudaklarında geç açan tebessümlerle
Utangaç bakışlarındaki cennet bahçeleriyle
Güzel sözcükler duymaya hasret kulaklarıyla
Gönderen sen değil misin?

Ben onu hep hoş bildim
Sahte değildi gülen gözleri

Ya Rabbi
Beni sevgiliye
Onun bir kere bile girilmemiş gözlerinde
Ateş yağmurları yakmam için yollayan
Bir kere tutunduğun dala vefasızlık etme diyen
Tutunduğun dal da, tuttuğun el de sahte olmasın diye
Yollayan sen değil misin?

O beni hep hoş bildi
Sahte değildi tutunduğu ellerim

.../...

Hayat bize nefret ederken gülümsemeyi öğrettiyse
Biz severken sevmiyormuş gibi yapmasını da bilirdik
İstediğimiz aşkın sıradan satırlarında yer almak değildi
Kirli ve acımasız bir günlüğe dönüştürmemek için aşkı
Başka başka uzak şehirlerden el salladık,
…yürek yaktık
Öpücükler yollanmayı utanç bildik,
…utanmayanlara inat


Gösterişsiz seviyoruz diye
Kimsenin bu aşkı küçük harflerle algılamaya hakkı yok
…ve kimsenin harcı olmayacak
dünyalara sığdıramadığımız bu sevdayı dünyaya gömmek


…/…

Büyü artık
Mızmızlanmaktan vazgeç çocuk
Arkadan da ak/pak bir sevda bırakmadan gitme


Yudumladığın tüm sularda
Sevgilinin yüreği belirsin
Önce kokla ve öp
Sonra yudumla aşkı


Sinhare
Bu aşkı bana öyle bir sun ki
Bu aşkı sana öyle bir sunayım ki
Elimizi eteğimizi çektiğimizde bu dünyadan
Dünya kötürüm bir hasta olsun yokluğumuzda




Bekir K. Ahıskalı
 2008
Sinhare 50

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder